29 Eylül 2010 Çarşamba

sepet sepet yumurta...

good morning vietnam diye bir radyo programı varmış eskilerde. filmi bile yapılmış felam.he bide bi zamanlar şu film vardı günaydın istanbul kardeş  felam.velasıl bir günaydın demeyi bu kadar uzatmayı başarmak sadece bana has olsa gerek.. ulan ne günaydını demek istiyorum 2 saat uyudum ya da uyumadım.. bi uykusuzluktur almış başını gidiyor.. bok mu var mk demeden edemiyorum. tamam uyumayı denedim, bunu gerçekten denedim ama uyuyamıyorum lan. noldu bana böle. yastığa kafamı koyar koymaz uyurdum velasıl artık yok öle bişi..her neyse ben bundan bahsetmicektim tabiki..insanlar napar beyinlerini dinlendirmek için uyurlar dimi..bedenin de bir uyku vakti felam var. kendim uyuyamıyorum ya ben o da uyumuyo bende. ulan uyuyorum kafamdan milyonlarca cümle geçiyor.. ee yetti gari diip kalkıp bilgisayarı açtım ehnihayetinde tabi.yazıyorum lan işte huzur verin diye bağırmak istedim..neyse aklıma neler neler gelmedi ki.. ya sizde ilkokulda ankettir,hatıra defteridir yapıyor muydunuz? ay düşündükçe gülüyorum,mutlu oluyorum yine hahaha.. anketlerde sorardık ya hani(lan herkeste de istisnasız olurdu hahaha ne koyun sürüsüymüşüz)o zamandan belliymiş hani.. neyse işte sorularda
isim cisim bilmemneler haricinde
kullandığın parfüm
en son gittiğin film
en sevdiğin kitap
en sevdiğin sinema türü
en sevdiğin renk
en sevmediğin renk
hobilerin,fobilierin(o zamanlarda ne hobisi ne fobisi varsa artık göt kadarsın lan )
sevdiğin artist vs vs
gibi sorular vardı..
herkeslerde yanıtlardı. hahah sen yapmadın mı lan dürrüük diyebilirsiniz bana..bende yaptım lan tabi..bizde çocuktuk,ilkokuldaydık yaptık tabi en alasından hemde.. şimdi o defter nerde bilinmez tabi ama o zamanlar aklımız ermesede buna aslında karakter tahlili yapmışız o zamanlar.. şimdi elime geçse o defter orda yazan arkadaşların gelecekte(şimdiki zamanda) nasıl insanlar olduklarını az çok tahmin edebilirim herhalde.. lan ne koyunmuşuz hahaha bak yine güldüm...büyüdükçe bu anketlere devam etsek ilk kez ne zaman seviştin?
ilk kime verdin?
kaç adamla/kadınla beraber oldun? gibi sorularda olmazsa ben bu işi bırakırım..bu sorulara da çoğu kişi ya (-) koyar ya da öle bişi olmadı diyerek yanıt verir. siktirr lan yorraam demek istiyorum o kişilere de burdan saygılarımı sunarak..
bide hatıra defterleri vardı..hani hepimizin birbirine yazdığı bana kalbin kadar temiz bu sayfayı ayırdığın için diye başladıklarımız...ne kalbi ne temizi lan..mal mısın nesin?ne biliyosun da kalbin kadar temiz sayfa diyosun.. bir kere birsürü kimyasalda geçiyor o sayfa nesi temiz lan beyinsiz diyesim var...bide bi mani attırıverirdik oraya
sepet sepet yumurta
sakın beni unutma
unutursan küserim
mektubunu keserim
diye
hani lan yumurta hani mektup..götlerr nerdesiniz..yolda görseniz yolunuzu değişirsiniz amıklar..büyüdünüz de adam mı oldunuz lan. kanınız mı bitlendi.. o defterleri bulup çöt çöt suratınıza çarpmak istedim. hani lan unutmucaktın felam o kadar mani sallamışın götelek nolduu demek isterdim  doğrusu ama kim uğraşcak lan 
nerde çokluk orda bokluk zaten..görüşsen nolur görüşmesen nolur..neyse velasıl bana görüştüklerim yetiyor..öle mani felam da yazmadılar hani bana,kalbim kadar temiz bi sayfam var mı onu da bilmeden yanımdalardı..zaten kimsenin kalbi temiz değil amk...büyüdükçe kirlendik.. 
neyse sevgili arkadaşlar saat sabahın 10'u olmuşken en güzel şey çay demleyip,güzel bir kahfaltı hazırlamaktır.üşenmeden fırına gidip simit,vs alacağım,pattes kızartacağım yanına da sonra da lülüşümü çağırıp beraber güzel bir kahfaltı edeceğiz.. siz bu satırları okurken canınız çekecek bu kahfaltıyı ama avcunuzu yalayın biz çoktan silip süpürmüş olacağız :))))) sevgiyle kalın
saygılar....

time is killing me

saat sabah'ın 4'ü. hep bu saatlerde bişiler atıyorum buraya dimi..neyse..oturuyorum işte boş boş..zamanı öldürüyorum,zaman da beni...yasemin kokusu geliyor burnuma sigaranın isini sıyırmış.ne güzeldir yasemin kokusu hem dinlendirir hem mutlu eder.. eskiden daha bi mutlu olduğumu anımsıyorum.. daha eğlenceli,daha canlı,daha konuşkan,daha enerjik..hep diyorum ya hayat yordun beni diye..gerçekten yorulmuşum şu gencecik yaşımda. anneme bakıyorum atom karınca gibi..bi orda bi burda.durdurak bilmiyor.(maşallah güzel anneme) onun yaşına geldiğimde huzur evinde aksi bir kadın olacağımı görüyorum..annem gibi olmak her kadı kızının harcı değil gerçekten.sabır,sevgi,şefkat,merhamet,çalışmak,insanlara uyumlu olmak.. şunlardan biri bile tam değilken ben de nasıl onun gibi olabilmenin hayalini kurarım ki..neyse.. yasemin sıkalım odamın her yerine..biraz daha mutluluk istiyorum..içim dolup dolup taşıyor.kendimi zor tutuyorum yağmurlarımı yağdırmamak için..düşünüyorum da nasıl bu duruma geldiğimi,ben bile bulamıyorum..dedim ya hayat yordun beni..ben zamanı öldürürken,o beni diriltip diriltip öldürmeye devam ediyor..son zamanlarda sinirli ve agresifliğimin sebebi bile yok..sadece insanlara tahamül edemiyorum artık. fazla geliyorlar bana...off uzun zaman olmuştu böyle yazmayalı da..yazarken bile kendime kızıyorum ama böyle yazmazsam düzelemeyeceğimi de biliyorum. her zaman derim herkes kendisinin doktorudur diye. önce kendimizi hasta ederiz yaşadıklarımızla,düşüncelerimizle sonra yine aynı yöntemle ilaç oluruz kendimize,reçetimizi kendimiz yazar,kendimiz bozarız..ahh ruh eczanesindeki ruhi bey bakar mısınız?ordan 3-5 kutu unutturucu haplardan lütfen.evet nakit ödeyeceğim..kafamdakiler sizde kalabilir,nasılsa ben yenilerini yaratırım...artık hiç bişeyden etkilenmiyor olmam normal mi?ne duygu ne anı ne başka bişi..bomboş geliyor herşey...hayır isyan ediyorum buna..ben böyle değildim..böyle olmak istemiyordum,kim aldıysa geri versin beni..ben olmadan yaşayamıyorum..

26 Eylül 2010 Pazar

1million


saat sabahın 5'i olmuş ve ben hala şam şeytanı gibi oturuyorum.acaba nedendir?diye sorarsam bu soruyu okuyan yakınlarım bana küfredip bütün gün kıçını büyütüyorsun,akşama kadar uyuyosun sabaha kadar oturman sence de normal değil mi lan demezler mi bana. bence derler hatta bunu okuyup da bu cümleleri kurduklarını duyar gibiyim..niye yatmıyorsun lan deseler mesela onlara şöyle diyebilirim..kafamdaki         cümlelerden,konulardan,sorunsallardan,düşüncelerden kurtulamıyorum ki yatayım. insan yatağa yatınca huzur arıyor..o huzuru bulamıyorsam yatmışın ne yazar yatmamışım ne çizer..siktiredin bunları  da  size ne dicem.. siz de gidiyor musunuz hiç bilmiyorum ama ben ve eşrafımdakiler çok sık uğruyolar 1 milyoncu adı altında geçen tükkanlara..hatta bugün akşam üstü kuzenimin yoğun isteklerini kıramayıp(tabi altında tehdit de yatıyordu/saçımdan sürüklemek gibi/bir de laf sokma vardı/kadıköylere gidiosun benle çarşıya mı gelemiyorsun/gibi.. neyse kırmayıp çarşıya çıktım onunla. abuk sabuk tükkanlara sokup durdu beni sağolsun..hele bir tükkanda hacı yağı gibi kokan bişey vardı,naftalin daha güzel kokuyordur..meğer parfümmüş,,keşke sorsaydık markasını da istemediğimiz insanlar yanımıza geldiğinde kaçırmak için yeterli olurdu :) neyse bunların ardından hadi dedi 1 milyoncuya gidelim..öffleyip pöffleyip osura osura gittim tabi..orası da dayanılmaz tükkanlardan biriydi..biri boğazıma yapışıyor gibi oluyor hep..neyse bu artı anektod asıl bahsetmek istediğim daha doğrusu sormaya çalıştığım niye bu 1 milyoncu diye geçen yerlerde 1 milyona hiç bir nane yoktur? soruyorum yahu neden yok.. 1 milyona bi halt bulmak samanlıkta iğneyi bulup çuvaldızı kıçımıza batırmak gibi bişey doğrusu...haa tabi bide herşeyin çakması var lan..insan şaşmıyor değil.. o kadar para verip aldığımız şeylerin 3 lirayla 10 lira arası satılması nasıl bir ironidir soruyorum? :) lisede kullandığın parfümün orjinalinin 140 lira olup 1milyoncu da 1 milyon olması gerektiği yerde :) 4 tl olması allahım sana geliyorum dedirtiyor...hani aylarca hatta yıllarca dükkanlarının camlarında kapatıyoruz yada indirim diye yazan yerler vardır ya bu 1 milyoncular bana onları anımsatıyor işte...onlarda hiç bizaman kapanmaz yada indirim dedikleri şey en boktan eşyalarda göstermeliktir ya aynı onun gibi... kaç kaç..uzaklaş ordan hemen...run lola run dedirtiyor insana:))


         saygılar:))

söyleyeceklerim var...


**yine günlerden en sıkıcısından birgündü işte. ama bugün bir değişiklik yapıp diziye ara vererek kek yapmaya karar verdim:) çırptım çırptım karıştırdım,kendimi kekle yatıştırdım:) velasıl göz kararı yaptığımız kekimizi disko kralı eşliğinde afiyetle yedik. başlaması iyi oldu disko kralının en azından moronluktan az da olsa sıyrıldım:) başlamasıyla birlikte bitiminden hemen sonra yorumlar birbir ardını kesmemiş bakıyorum da hemen saba tümer'in vibratör gafı medyatava'da yerini almış.. maşallah internet gazeteciliği sınır tanımıyor..neyse konumuz o kadar çok ki sevgili blogcular hangisine öncelik vereceğimi şaşırdım yahu.. neyse önce şundan bahsetmek istiyorum...bu tür programlara telefonla katılan konuklardan..abicim hiç mi aklınız yok lan sizin..dedikodu yapmak için niye başka bir yönteme başvurmuyosunuz..biri arar sevgilin var mı der,diğeri arar bu kadar genç kalmanızı neye borçlusunuz diye sorar..kusura bakma da sikimin suyuna borçluyum die yanıtlamak geçiyor konuk yerine benim içinden. eminim konuklar da küfrediyordur içinden.. güzel türkiyemin güzel insanları bu kadar mal olmak zorunda değilsiniz..edebinizleizleyin.com...velasıl bugün disko kralını arayıp gene densizce konuşan telefon konuklarına herzamanki gibi oturduğum yerden küfrettim.. he bide kendini zeki görüp ukalalık yapmaya çalışanlar var..ahh siz yok musunuz siz. ukalalığı zekilik olarak kavrayan o küçücük beyninizi yerinden söküp yedirmek isterdim size hannibal gibi...yapmayınn güzel insanlar,böyle embesillikler yapmayın..komik oluyosunuz ve bizim bu tür komedilere verecek paramız yok...evet fakiriz..fakirken çok seksi oluyoruz.. :))) 


** okan'dan başlamışken devam etmek istiyorum tabi.. bugünkü disko kralında kısa bir süreliğine konuk ettiği dodan özer'den bahsetmek istedim...
evet okan bayülgen'i çok severim..ne kadar kıl olduğunu düşünsem de zaman zaman adam haklı beyler bayanlar demeden edemiyorum..misal mal telefon konukları.. neyse ama adamı seviyor olmam demek her yaptığına tapıncam anlamına da gelmiyor.. geçen sezonki disko kralına davet ettiği rojin'i programdan 1 gün önce facebook aracılığıyla katılımının iptal edildiğini asistanı aracıyla ileten okan bayülgen hiç bir açıklama yapmamasına rağmen rojin'in menajeri ve okan'ın asistanın yazışmalarından rojin'in kürtçe şarkı söyleyecek olması olduğu anlaşılmıştı..ve bir eleştiri de güzelce okan'a giydirmişler..tam olarak şu sözlerle
"Türkiye'de Kürtçe şarkı söyleniyor. En radikal milliyetçi partiler bile Kürt demekten çekinmiyor. Görünen o ki; Okan Bayülgen, bu davranışı ile Türkiye'nin demokrasi ortalamasının epeyce altında kalmıştır' dedi. (medyatava)" 
diyerek güzelce giydirdiklerini düşünüyorum. görünen o ki okan bunu yedirememiş  kendine ya da şöyle mi demeliyim referandumla birlikte imztiyazlarının resmileştiği kürt vatandaşlarına bir destek de okan'dan mı geldi özür mahiyetinde.. dodan özer'i okan'a konuk olana kadar duymamıştım evet. ama adam ilk albümünü 2005'te çıkarmış.. adam şarkısına başladığında sanki kürtçe söylemiyormuş gibi geliyor evet.minimal kürtçe şarkı diye nitelendirmekten de çekinmedim kendi acizane görüşümle ama dodan yaptığı müziği jazz,blues olarak görmüş olsaki myspace'deki sayfasında böyle yazmış.. velasıl sevgili okan geçen sezon rojin'i kürtçe söylüyor diye istemedim ama dodan'a tamam dedin.. siyasi yada özür amacın yoksa neden yeni sezon ilk bölümden kürtçe şarkı söylettin..bunu da geçtim rojin özgün söylüyor diye mi istemedin.. yazık gerçekten bu akşam buna sinir oldum.. ve şu da var tabi..herşeyi sorgulayan okan,misal salih'in alo şarkısındaki sözleri irdelemekten çekinmeyen okan neden bu arkadaşın söylediği şarkının sözlerinin anlamını sormadı..gerçekten çok merak ettim.. evet bi bok anlamadım abi adamın söylediği şarkıdan..sürekli aynı cümleleri tekerrür edip durdu ama anlamını bilmiyoruz.anama babama ecdadıma mı küfrediosun nedir arkadaşım...bi siktir git derler adama.. evet sizce de tuhaf değil miydi okan'ın adamı sorgulamaması bu konuda..çok sinir oldum çok...hiç yakıştıramadım.. hoş benim yakıştırmamın da bir önemi yok ama burası benim bloğum istediğimi söylerim hahaha :))
think about this subject..please.. luv u
xoxo
saygılar:))

25 Eylül 2010 Cumartesi

eleştiri

internetim yavaş olmasından kaynaklı izlemekte olduğum dizinin dolmamasından dolayı ki bu durumu eshefle kınadığımı belirtmeden geçemicem neyse ne dioduk dolmamasından dolayı sıkılıp google da gezineyim dedim. ne yazsam diye düşünürken eleştiri yazıp arattım.doğal olarak ilk sayfada eleştirinin edebi yanından bahseden,türkçedeki anlamından bahseden sayfalar önümüze çıkıyor.ama ilk sayfanın en altına indiğimizde eleştiriyle ilgili haberler çıkıyor.malum mesleğimiz gereği haberlere merakımız da var. neymiş bakalım diosun ve ilk çıkan haber beren saat'in yeni dizisi fatmagül'ün suçu ne? rtük'ten sert eleştiri haberi..vay bee rtük kardeşim hiç durmuyosun,hiç bir fırsatı kaçırmıyosun..bu ne azim.tebrikler diyoruz tabi..tabi bu haberin ilk sırada yer alması da ayrı bi güzel..neyse sonrasındakilere bakıyoruz

Vural'dan AKP-BDP görüşmesine eleştiri

CHP'li Başkan'dan Çölaşan'a Sert Eleştiri

Küreselleşme karşıtlarına sert eleştiri

Banka komisyonlarına eleştiri

Kılıçdaroğlu'ndan Türk siyasetine eleştiri

Volkan Demirel'den hakem Cüneyt Çakır'a eleştiri

Benitez'den Liverpool'a Eleştiri



gördüğünüz üzere her telden eleştiri mevcut.. yurdumun güzel insanları herşeyimiz tam bir eleştirimiz kusur kalmış...herşeyi biliriz biz değil mi?... herşeye bir eleştirimiz mevcut..eleştirelim,eleştirilelim
ne demiş bir hint atasözü

" 'fikir' göt deliği gibidir.herkes de vardır"saygılar..

24 Eylül 2010 Cuma

aeo,kib,bye

monoton günlerden biri yine..ahh evet yine evden çıkmadım..kaç gündür evdeyim? neyse bilemedim o kadar zaman olmuş yani..geceden kalma yağmurlu havanın nemiyle uyumak güzeldi..akşam bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun verdiği mutluluk paha piçilemez..neyse gene öylece otururken aklıma geldi de sorayım dedim.. neden insanlar sevgili yaptıklarında dostlarını,arkadaşlarını unuturlar? herşey uçkurda mı biter yani? nedir abicim bu durum hatun ya da adam farketmiyo hepiniz mi aynı bokun laciverti olursunuz..yeter lan hayata dönün.sevişip koklaşırsınız yine azcık insan arasına karışın..isyanlardayım yine..hoş değil arkadaşlar şu durum..kıl oluyorum..
ey sevgili arkadaş,
sevgilinden silleyi yediğinde ağlayacak bir omuz ararsan götünü parmakla geçer..
saygılar...

23 Eylül 2010 Perşembe

unlucky


yazmak için sayfayı açtım ama içimden sürekli küfretmek geliyor... dünden başlamaya ne dersiniz. babamın sabahın köründe gelip kızım sen ne kadar şansızsın demesine ne diyosunuz.. bön bön baktım yüzüne. sanki ben bilmiyorum... hani diyolar ya gökten meg ryan yağsa bana er ryan düşer onu da kurtarırlar die aynen öyleyim. bi de tabi bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı s2er var bana kutup ayısı bile denk gelmez bileğime kuvvet parmak kası olur o derece. velasıl bu dönem o kadar boktan başladı ki hatta başlayamadı felaketler silsilesi tekme tokat bana girmeye devam etmekte..başarılar o vakit. 
peki ya bu kadar felaket arasında kendime nefes alacak bir alan açan cyber alemin dün gece 10 civarı elimden gitmesine ne demeli..tüm küfürlerim ttnet'e. götünde bağsur çıkacası,çölde susuz kalıp serap bile göremeyecesi dierek postmodern beddualar yolluyorum...
neyse tabi netin olmamasıyla birlikte yoğun uyku seanslarıma da geçmiş oldum.peki oyun oynamadım ve götümü dönüp uyuduğum için kedimin gecenin bi yarısı üstüme işemesine ne demeli..ulan kedi bile düşman oldu bi oyun için..nabsam acaba ölsem felam mı...hayır bu felaketlere bi çare varsa denemeye hazırım yani.. yine olağan sakinliğimi korumaya karar vermişken..suskunluğumu bozmak isteyen annem sanki herşeyim tammış gibi niye mutsuzsun ve konuşmuosun diye soru yöneltince çileden çıkmayı çok istedim..ama onun ne suçu vardı ki..yine susmaya devam..
neyse bunları da geçtim. tv izlerken fatmagül'ün suçu ne?'ye denk geldim.. abicim hep mi s2erler yahu kadını. hangi diziye girse sürekli bir ağlama modu ve sürekli ırza geçmeler..yazık lan folloş oldu..çok da sıkıcıymış bu seferki dizisi..he tabi bide erkek oyunculardan birinin kıvanç tatlıtuğ'a en çok benzeyeninden seçilmesi de dizinin tiraj kaygısı güttüğünü göstermiyor da ne ediyor...
neyse sevgili okuyucular size sonsuz saygılarımı sunarken şansınız açık olsun demeden edemicem..
good luck and respect:)

21 Eylül 2010 Salı

16 Eylül 2010 Perşembe

düşündüm de..

düşündüm de hiç çocukluktan aşık olduğum adam olmadı hayatımda.hiç arkadaşlarımla çarpık ilişki yaşamadım. beraber olduğum adam hiç yakın çevremden olmadı.aslında iyi olabilirdi tanıdığın arkadaşının beraber olduğun adam olabilitesi.. ama hiç o taraklarda bezimiz olmadı..çocuktuk,arkadaştık ve hep çocuk ve arkadaş olucaz..bu daha güzel sanırım..
** kimseyi düşünerek yazdığımdan değil hani.. dizilerde hep böyle oluyor ya aklıma geliverdi.. hayatımız dizilerdeki gibi olsaydı diye hayıflanmıştım ya baştan o şansı yakalamamışızki öyle olsun dimi ama.. 
amaaann boşver abi dalgana bak.çak o zaman çaakk çaaakk :D

15 Eylül 2010 Çarşamba

dünden yarına

hep gidenlerim oldu benim,kimileri geri dönmediler,kimileri ise zaman zaman seslendiler..ama hep gidenlerim oldu benim..sonbahar yaprakları gibi bir bir döküldüler ve ben sadece el salladım arkalarından gözlerim biraz nemli biraz yaşlı..
gidişleri olan zamanım gibiydi geri dönüşleri olmayacak olan..çocukluğa veda ederken gençliği yaşıyorduk.ya gençliğe veda edeceğimiz zaman..o zaman da bu metanetli tavrımızı takınabilecek miyiz??

bazen..

bazen, hayat filmlerdeki gibi olsa dediğim çok oluyor...sıkıcı olan şeylerin biranda düzelip mutlu sonla bitmesi hoş olurdu doğrusu...

13 Eylül 2010 Pazartesi

biz büyüdük ve kirlendi dünya

oy kullanmaya  ilkokul hayatım boyunca ki bu 8 yıl okuduğum okuluma yıllar sonra gitmek ve salonun ilkokul sınıfım olması tuhaf bir duyguydu..gerçekten büyümüşüz.üzüldüm resmen.. yıllar sonra o sıraları görmek. görevliler  ilkokulda küme oluşturduğumuz ve bu kümelerin sunum yaptığı zamanki şekliyle tahtanın önüne sıralanmışlardı.o an dedim şimdi başkan kalkacak kümeyi tanıtacak.sözcü,yazıcı vs dicek:) ne komik olurdu.bir an bunun hayalini kurmak bile güzeldi. 
dün de çocukluk arkadaşımın evindeydim..her birimizin bir yere dağıldığından hayıflanıyorduk. dolabının üstünde çocukken oynadığımız oyuncaklar vardı.iç çektim ve gülümsedim. gözde'nin maymuncuğu,didemin alican'ı,ken ve barbie'yi çiftleştirme çabalarımız(o zamanlarda içimizde bi haylazlık mevcutmuş) :) çok güzel günlerdi. o zamanlar 18 yaşına gelmeyi iple çekerken şimdi en küçüğümüz 23 yaşında oldu. üniversite hayali kurarken şimdi herbirimiz bitirdi.kim evleniyor kim evlenmiyor muhabbetlerine daldık. ne tuhaf yaa hayat istesek de istemesek de ellerimizin arasından kayıp gidiyor.
tabi lülüyle olan lise yıllarımızı da unutmayalım. okuldan erken çıkmalar onun okuluna gitmeler,millet elek elek gezerken bizim derdimizin şimdi olduğu gibi o zaman da midemiz olması ve eve gelip krallara layık sofra kurup akşama kadar çay eşliğinde o sofranın başında oluşumuz,haftasonları kaçak olarak odaya kapanıp içmelerimiz.. şimdi bunları düşündükçe herşeye rağmen çocukluğumuzun güzel geçtiğini düşünüyorum..
bugün lülüşümün doğum günü.dile kolay 15 senedir yanyanayız..hep yanımdaydın.iyiki varsın lülüşüm,rapunzelim,iyiki doğurmuş cemilem seni..mutlu mesut bol kahkahalı yıllar hep birlikte:)

6 Eylül 2010 Pazartesi

anılaarrrr,şimdi içimde canlandılar..dırıdırıdıımmm

çocukluk arkadaşlarımın fotoğraflarına bakıyorum da..
işte sadece bakıyorum..
tamam tamam.yorum da yapıyorum.
kimisi kilo almış..
kimisi ciddi ilişkiler içerisinde..
kimisi lisansı bitirmiş.(master,doktora devam..hey maşallah)
kimisi iş güç sahibi..
kimisi de..amaan neyse ne...herkesler bir alem olmuş yani
ben mii?
aynı tas ,aynı hamam:)

5 Eylül 2010 Pazar

Başyapıt

Başyapıt



Tuna Kiremitçi’den Başyapıt!!
Konusu :
Dokuzuncu Senfoni’yi kendisinin bestelediğini sanan adamın hazin öyküsü.

Yönetmen : Tuna Kiremitçi
Senaryo Yazarı : Tuna Kiremitçi
Görüntü Yönetmeni : Ulaş Zeybek
Oyuncular : Okan Yalabık , Akasya Asıltürkmen, Gözde Yılmaz
(2003 İzmir Kısa Film Festivali en iyi konulu film ödülü)

4 Eylül 2010 Cumartesi

çelişkiler

şu an bi arkadaşımla keşke bütün düşündüklerimi kaydedecek bir alet olsaydı diye konuşuodum. öyle değil mi? keşke böyle bir alet olsaydı. bazen yastığa kafamı koyduğumda süpersonik cümleler geçer aklımdan.ama o an elime kalem kağıt aldığımda tamamen farklı bişiler yazıya aktarılır.o güzel cümleler uçup gider. uçmasın onlar. kayıtlansın istiyorum. bi alet olsa onları kayıtlasa. ses kaydını denememi önerdi arkadaş. onda da benim sıkıntılarım var. geriyor beni. kendi sesime tahamül edemiyorum.böyle bi tane kendime patlatasım geliyor. başkalarının duyduğu ses aslında o ses olsa da benim tahamülüm yok. konuşurken duyduğum ses,kayıt cihazından duyduğum sesle bir değil. insanı konuşmaktan tiksindiriyor.. sizce de öyle değil mi?

ahh bu kızlar

forumları dolaşıyordum.hatunun biri facundo arano için 
"Tek aşkım benim Facundom'm varmı onun gibi? Yeni film çekiyor aşkım benim. Yaradana kurban 10 yıl oldu aşkımla tam 10 yıl onu ilk gördüğüm gün hala dün gibi aklımda. Son nefesimde elimi sen tutacaksın son sözlerimi bir sen duyacaksın meleklerin sözü var. Melekrin sözü var. İyi ki hayatımsın. Senden vazgeçemem çünkü sen benim soluğumsun... Te Amo"
yazmış.hayretle okudum bu yorumu. kendisine cevap veresim geldi ama şanslı ki siteye üye değildim. yazık yahu genç yaşta böyle şizofrenik bağlılıklar gösteriyor kızlarımız. bizde vakti zamanında böyle ünlülere platonik aşık olduk ama bununki saplantı olmuş.aşmış kendini.resmen beraber olduklarını düşünüyor. acı gerçek yavrucum siz hiç beraber olmadınız,o seninle hiç sevişmedi..hayal kurmak güzeldir.buna karşı değilim kesinlikle.ama saplantılı bir hal almışsa o kişinin tedaviye ihtiyacı var demektir.saplantılı kişilerden de ayrıca korkarım..ah bu gençlik ne olacak sizin bu haliniz...
saygılar..
http://www.sinemalar.com/sanatci/42309/Facundo-Arana/

ben yaptım hihihihii

zaman

bensiz gidişleri oldu hep,dönüşleri hiç olmayan zamanın...

3 Eylül 2010 Cuma

kedi intiharı

kedim bugün intihara kalkıştı.evet yanlış okumuyorsunuz bildiğin intihar etti zavallım. evdeki saçma sapan yaşantıya,her kafadan bir sese,gerginliğe tahamül edemediğini düşünüyorum.kendini balkondan atıvermiş. ama korkmuş. gökte ararken yerde buldum desem yeridir.evde ararken balkonun altında buldum.pısmış,sinmiş,korkmuş,gıkını çıkarmıyordu.aldım getirdim tekrardan.muhtemelen bana küfretmiştir. oraya bir daha girmek istemiyorum,bırak doğada kalayım,sokaklarda yaşayım daha iyi felam dediğini duyar gibi oldum bir an.ama napalım ev evdir.sokaklarda itlere yem olmaman için seni kafa sağlığından yoksun olsalarda yemeğini suyunu veren,bakan,en azından çatısı olan evimize getirmek zorundaydım..bir diğer yandan kızışma dönemine girdiğini düşünmekteyim. belki de kendine koca bulmaya çıkmıştı.sonuçta o da bir dişi. iki ayaklılarda olduğu gibi 4 ayaklılarında kocaya ihtiyacı oluyor.yine temel ihtiyaçlar.maslow pramitinin birinci basamağını oluşturur temel ihtiyaçlar.bunlardan biri de sex ihtiyacıdır.evet,insanlar gibi hayvanlarında sexe ihtiyacı var..merak etme kızım sana en yakışıklısından bir koca bulacağım.imza:manukyan:)
saygılar..

2 Eylül 2010 Perşembe

kimler seslendiriyor??

tuğba büyüküstün'ü gönülçelen'de ilk başta nursel mumcu seslendiriomuş.artık eylem aktaş seslendirmeye devam ediyormuş şarkı söyleriken.evet bunu merak ediyordum. bakayım dedim. sonra bergüzel korel'le, beren saat'i yeni dizilerinde şarkı söylerken kimlerin seslendirdiğine baktım..meğer hatunlar azimliymiş. ikiside kendi söylüyormuş. maşallah dedim. tubacım seni kınadım şimdi hiç akranların gibi olamamışın. yeni sezon modasının firesi oldun. sende kendin söylemeliydin oysaki..


evet bu sezon tv modasına takmış durumdayım. bulduğum her açığıda eleştirebilitem var..gülse birsel'den ayhh hayat çok zor narası yolluyorum sizlere:)))
saygılar...

sezon modası..

bu sezonun modası da geçen sezon entrikalı dizilerde oynayan hatunların bu sezon şarkıcı rolüne bürünmeleri..şimdiden 3 tane mevcut.. geçen sezonun bihteri bu sezon fatmagül mesela. acaba nasıl entrikalar çevircek. fatmagül'ün suçu ne? derken dizinin ismine insanda acıklı bir hikayesi olan bir hatun akla geliveriyor. ama işin ucundaki rolde bihter varsa ben o filmden tırsarım.. gene behlül tipli biri çıkar mesela. az çok tahmin edilebiliyorum nası bi dizi olabileceğini.. bihter sağolsun:) eee gönülçelene ne demeli peki. tuba büyüküstün baya kendini paralıyor çingeneler gibi konuşmak için. başarısız olduğunu da söyleyemem. hatun kişi öğrenmiş..bravo. tabi bide bi zamanların binbir gecesinin 150bin dolarlık siyah gecesini yaşayan şehrazatı yeni dizisi bitmeyen şarkıda acıların kadını feraye oluverdi pavyonlarda şarkı söylüyor. eyy gidi 150bin dolara sevişti diye hatun bunalımdan bunalıma giriyordu. nolduu? pavyonlarda şarkı söyler oldun..ne oldum değil ne olucam demeli tabi..neyse işte bu sezonun modası da bu kısacası.pirime time'da hangisi birinci gelecek bilemem tabiki ama bu gidişle insanlar tv başından kalkamayan birer asalağa dönüşecekler.. uyanın ey insanlar..tv başında değil sokaklarda hayat..
saygılar..