24 Ekim 2010 Pazar

ilahi king kong sen adamı öldürürsün

ilahi king kong sen adamı öldürürsün:)
nası bişisin abicim sen..artiz misin ulan? buraların en güçlüsü benim modunda takılıosun..heytt bee koççum benimm nası da hatununa sahip çıkıyor..
benim ulan bu hatun.. dil uzatanın çenesini ahanda böyle dağıtarım dedi..dinonun ağzını iki parça yaptı bide dalga geçti üstüne:))) (adam haklı beyler demeden edemiyoruz burda tabi) bide hatuna trip neim atıo bok suratlı:)) götünü döndü gidiyor..nolduu lan götüm elemanın peşinden gidiyosun hemen..karı milleti abicim işte biraz mallık hamurdan geliyor..sert davrancan,ağız burun kırcan hoşlarına gidiyor...
gorile maymunluk ediyor da bişey demiyor..
bide olum king sen biliyon he işini..ağzının tadını da biliyosun hani.en afili sarışın hatunu da kapıvermişin..bok suratlı seni,artiz kılıklı:))
ulan bide ne lanet yaratıklar var filmde..o ne öle mutasyona uğramış hamam böcekleri,yok efenim insan yiyen bitki,yok efenim acayip acayip akrepler.. ulan başka bişi düşünemediniz mi..hangi psikopatın aklına gelir ki bu kadar tiksinç hayvanı aynı karede barındırmak..neyse yine tebrikler..her yiidin harcı deil nasılsa..
olum king nabıyon lan..vay köftehorr hatuna hala trip atıyor..dans et kadın yoksa ebeni sii...m modunda..erkek milleti değil mi ulan gorili de bir öküzü de bir insanı da bir...ille karıya işgence edicek,ille azına sıçacak ki zevkten dört köşe oluversin..
ulan ann sen de az değilsin ha.. eleman senin için dino öldürsün sen ille jack için elemanı terk eylemeye çalış..
yazık lan elemana,hüzünlü hüzünlü de bakıyor..delikanlı adamsın king hatunu korumak için yarasalara bile yem ettin kendini..senin yaptığını hangi adam yapar lan..gel anam gel..hemen sarışın oluyorum senin için..dans ederim ben sana:))
gitti olum o hatun jackle..sana ondan yar olmaz..koşma boşuna deli danalar gibi...
insan değil misiniz lan hep aynı herşeyi yakıp yıkalım,toz duman edelim..olum king oturaydın ormanında gelmicekti bunlar başına..ahhh olum gorill önünde hüzünle eğiliyorum...
(adam aşık beyler..aşkı için herşeyi yapıyor işte)
ferhat dağı deliyor,mecnun çölü aşıyor,king de newyork'un mınakoyuyor:))
ama hatuna kızıyordum baştan beri o da esaslı çıkmadı değil hani..gorili için yollarda koşuverdi topuklularla.ne var lan bunda demeyin..yüksek ökçeyle yürümesi zorken koşması ayrı bir zordur:)
velasıl günün özlü sözü "her aşkın sonunda gözyaşı vardır" der öldürücü hamleyi yapar giderim..

dokunanı yakarım bu kadın benim..
en büyük benim uleynnnn..deli kadir uleyynnn:)

çekil lan çekilll ağzını kırarımmm götelek..siee...

seviyorum ulaannn anlasanaağğ
seviyorummm
bir daha söyle
seviyorum
bir daha söyle
seviyorum
bir daha söyle
ben de seniiiğğ sevgiiiliiimm:)))

21 Ekim 2010 Perşembe

kendime yeni bir ben lazım

bazen oluyor dedi arkadaşım..evet bazen oluyor..bazen insan 7/24 dağınık bir zihne sahip oluyor(şu yazının başındayken parantez içinde windows 7'ye küfrediorum..kullanamıyorum lan seni göt demek istiyorum..yazarken şu dik duran zımbırtı başka taraflara atlıyor ona da ayrı gıcığım..hata yapıyorum sayesinde..o da göt işte..neyse.. ) bu aralar zihnim o kadar dağınık ki bişiler yazmak istesemde yazamıyorum..ne yapmak istediğimi de bilmiyorum.. mesela birsürü iş başvurusunda bulundum..hiçbiri geri dönmediği için hepsine sonsuz içtenlikle sevgili küfürlerimi sunuyorum..bu yazıda dağınık bir yazı olacak..nabayım ben dağınıkken yazı nasıl toplu olsun dimi ama...
akşam sevgili ebeveynlerim çocuklar duymasın zımbırtısını izliyordu(eskiden tiksinirdim ,şimdi de tiksiniyorum) neyse kız isteme merasimi vardı.. şu sıralar annemin sürekli evlenmicen de nolcak..başıma mı kalıcaksın..ben torun istiyorum diye mızmızlanmasından yeterince bunalmamışım sanki bide dizide kız isteme merasimini izledikçe gerim gerim gerildim..biri boğazıma yapışmış öldüresiye sıkıyordu sanki..abi nedir o öle ya anası babası anladık da nenesi dıdısının dıdısı niye gelir istemeye ben orayı çözemedim.. gereksiz kalabalalık yahu.. bide hala  bohça merasimi yapılıyor..annem de tutmuş adettendir diyor.. lan istemem ben öle bi bok.. ne o öle.. başlarım istemesine de evlenmesine de sittirin lan..bohçaymış çeyizmiş uğraşamam..zaten oldum olası düğünlere de anlam veremiyorum..kız evlencek,kocası olcak,gerdeğe gircek diye niye bu kadar masraf yaparlar..bide düğünde çıkkıdıçıkkıdı oynuyolar ya çok gülüyorum ben ona..ohh bizim kız yasal olarak sikşcek ohhhh ohh yandan yandan..teyzeciim sizin kız illegalde sikişiodu zaten demek isterdim kulağına eğilip:)
ne bu şiddet bu celal demeyin çok geriliyorum bu mevzulara..bu aralarda da zaten bir arkadaşım nişanlanıyor bir diğeri evleniyor..bide arka arkaya..yani şu 10 gün içinde bir nişana bir de düğüne gidicem..tamam amk siz evleniyosunuzda bize zararı var lan bu işin..kim kıyafet beğenicek..zaten anlamam hiç o tarz yerlerde ne giyinilir felam..çok gerginim çok.. bütün bunlar bi yana bu akşam annemin gardrobuna daldım.özlemişim valla annemin gardrobuna dalmayı:) tamam bedenlerimiz bir değil ama ben onlarla çok güzel bişi yaparım..veririm terziye kendi tarzımda ohh miss gibi olur.. küçükken de böyle huyum vardı benim.. annem evden giderdi ben direk annemin odasına dalardım..topuklu ayakabıları,kıyafetleri,takıları en sonunda en sevdiğim yere gelirdim tuvalet masası ve makyaj malzemeleri..offf nası eğlenirdim..keşke o zamanlar gizli bir kamera olsaymış evde de çekseymiş beni..çok süslüymüşüm küçükken ben,büyüdükçe salaşlaşmışım..eğer öle devam etseydim zaten tikkycan,kokoşcan olurdum kesin..ıyyy iyiki olmamışım halimden memnunum ayol:) aslında hala en sevdiğim şey annemin tuvalet masasını karıştırmak işime yarayanı çormak:) siz de yapmaz mıydınız küçükken böyle şeyler? :) hele o kırmızı rujları yok muydu off diyorumm her yerime bulardım:))) sonra tabi annemin gelip imdaaatt çığlıkları sarardı etrafı ve ben çok kızdı diye hep saklanırdım siniri geçene kadar..bulamazdı ama yerim hep aynıydı gardrobun içi:)) anne evet hep gardroba saklanıodum ve sen oraya hiç bakmıodun:))
bu arada düğündür nişandır var diye sanal alemde bir kaç kıyafet bakayım dedim. örnek olsun felam. belki kendim yaparı ya da bir yerlerde bulurum diye..ama bi baktım kendimi vintage eteklerin elbiselerin içinde buldum..tamam çok sık kullanılır oldu bu vintage havası ama seviyorum ezelden beri..nası güzel şeyler var.. ikinci elci bir dükkanım olsa keşke diye geçiriyorum hep içimden.. olsa ne güzel olur lan..nası mutlu olurum..ohh güve tıkırdıları içinde eski püskü eşyalar..tam benlik..bulduklarımı sizlerle de paylaşmak istedim.

çiçek gelin ne güzel olmuş:))                    süper bişi değil mi yaaa benim olsun
böyle bir eteğim olsun başka eteğim olmasın:)                   

şapka da süper değil mi ? yapabilir miyim acaba??


işte bu elbiseleri giy çık gerisine karışma


 





ve işte bu gelinlikler evleniyorsan böyle gelinliğin olsun daha ne olsun bee:))

 

















   
 soldaki benim olsun:))) evlenmicem ama sadece olsun :))

ve kıyafet bakarken bir kaç kombine de bulmadım değil.. ah ulan ahhh hepsi benim olsun daha ne isterim..ya tamam evet ben alışverişkoliğim ve bu yüzden kredi kartım da yok..zamanında vardı ama sevgili annem kapattırdı..tamam haksız değildi. kendimden geçiyordum..ama mutlu oluyordum yaa.. şimdi böle iç geçiririm baka baka...hediye alsa ya bana birileri ona da tamamım yani:)) hehehe :) tamam lan almayın tek taşımı da kendim alırım,kariyer de yaparım :D dağları da delerim tek başıma ,herşeyi yenerim bir başıma:))










süper ama dimi..çok iyi kombine etmişler...ahh ulann hepsi benim olsun... bide son zamanlarda hep aklımda şu şarkı var..tam bana uyuyor sözleri.aynen sözlerdeki gibi hissediyorum.
 Bu sene iyi geçmedi söylemem lazım
Kader beni seçmedi ama görmemem lazım

Belki birden bire yeniden başlamam gerek
Eskiden taptığımı bugün taşlamam gerek

Yeni bir aşk yeni bir
Yine gülecek bir neden lazım
Yeni bir haber yeni bir kader
Bunlar için bana şans lazım

Yeni bir duruş yeni dokunuş
Tek tek keşfetmem lazım
Yeni bir hayat gerisi bayat
Kendime yeni bir ben lazım
Günler güzel geçmedi unutmam lazım
Asıp yüzümü kalmışım azcık kırtmam lazım
Hep içime atmışım anlatmam gerek
Hepsini bir kazana atıp toptan kaynatmam gerek
http://fizy.com/s/1ahv5l

aynen öyle hepsini bir kazana atıp toptan kaynatmam gerek...









19 Ekim 2010 Salı

bana güzel birşeyler söyle

bu gece nasılda yalnızım..bu gece nasılda mutsuzum..
yoruldum ben yaa..hayat yordun beni..
off ulan nasıl senle konuşmaya şuanda ihtiyacım var bir bilsen,ama gittin sen..bunu okuduğunda üzülme sakın.muhtemelen yarına geçer bu ruh hali..patlama noktasına gelmişim sadece beni mutlu edecek olan sen yoksun,sonunda da patladım. sen hep diyorsun ya yazarken konuşur gibi yazıyorsun.sanki karşındaymışım gibi hissediyorum diye bunu okuyunca gerçekten böyle olacak...
yoruldum ben yaa..herkesi hoşnut etmekten yoruldum..annemi,babamı,kardeşimi,kuzenler,teyzeler,arkadaşlar yaa bende varım mk birinizde beni hoşnut edin..içim kanıyor,içim ağlıyor,yaşlandım amk
hep isyanlardayım görmüyorsunuz,ne söylediklerimi anlıyorsunuz ne yaptıklarıma değer veriyorsunuz..her gece böyle buhranlarda oluyorum işte..kendi başıma kalmak yaramıyor bana..deliriyorum işte yalnızlığa düştüğüm an..hiç bişey mi yolunda gitmez mk demekten de alamıyorum kendimi..sonunda da işte bi şarkı çalar çat diye hep dinlersin şarkıyı etki etmez o an etki eder gözlerin boşalır direk..salya sümük olursun işte..bana güzel bir şeyler söyle..
http://fizy.com/#s/1ahw06
oysa dün süperdi..bu buhrandan az da olsa çıkmıştım. dün de olmadığından bugün burda yazayım sana dedim.. sabah erken kalktığımı biliyorsun zaten..annemlerin kahvaltı sonrası kahve seremonisi görülmeye değerdi.
falda çıkanlardan aklımda kalanlar:
kalbi yarım
hanenin içinde şeytan,şeytanın üstünde ayı,ayının üstünde cadı.. (bu yorumdan sonra ben iptal oldum)


hava da müthişti. demiştim ya fotoğraf günümmüş benim.. lunaparka gittik:) trambolinde çılgınlar gibi zıpladık..fotoğraf çektik.

bütün gün güzeldi..bahçede,lunaparkta siyah beyazın asaletiyle çektik çektik..çok güzelde oldu..mesele yeni birşey öğrendim. kudret narı die bişi.sebze mi meyve mi olduğuna karar veremedim henüz.ama her derde devaymış..miden ağırırsa bul buluştur bundan ye:)


gece tabi migrenim tuttu.anladım ki oksijen bana yaramıyor..gün ışığı da yaramıyor..ben boşa yarasa gibi yaşamıyormuşum yani..bütün gece baş ağrısı çektim..sonrada sızmışım zaten..
bugün de ayılamadım hiç. yerimden kalkmadım..
sen gittin pc inflak etti. o akşam tamira götürdüm..bir tek onu almak için kalktım işte..bilgisayarcı overdose aldığını söyledi pc'nin:) altın vuruş yapmak istemiş şerro da başarılı olamadı.kurtardık:)
neyse işte mutsuzum gittiğin için..hüzünlendim çokca..ama en azından bunu okuyacağını biliyorum..bana güzel şeyler söyle..mutlu olmak için..


http://fizy.com/#s/1ltpw6

17 Ekim 2010 Pazar

kafa bulanıklığından saçmalıklar

yine bir cumartesi gecesi ve ben yine neskafemi yapıp okanı izliyorum:)
cumartesi gecelerim hep böyle geçiyor evet.bu gece artı olarak boğazım acıyo,azcık öksürüyorum..biraz hastayım işte..ne güzel bir sonbahar gecesi. ruh hastası kedimin çılgınlıklarını bi yandan şaşkınlıkla izlerken diğer yandan tv izliyebiliyorum,olayı daha da aşıp bi yandan da blog yazıyorum..çok yetenekliyim sanırım:))
aklımda bişi vardı yazıcaktım ama şuan unuttum...bunak olduğumu beni tanıyanlar bilir zaten..aklıma gelirse yazarım.. dün gece kurabiye kod adlı arkadaşımla konuşuyorduk tabi ttnet muhabbetimizi baltalayana kadar...
hani bazı şarkılar vardır,hep ordan burdan duyarak öğrendiğimiz,sözlerini ne adam gibi bildiğimiz ne de ismini bildiğimiz.ama o şarkı çalınca da çılgınlar gibi mutlu olduğumız şarkılar.. dün de böyle bir şarkıyı dinliyordu o. hatta kulaktan duyma hep aklımızda kalan yazımını bilmediğimiz duyduğumuz gibi yazdığımız sözünü de yazmıştı ama o kadar bunağım ki onu da unuttum..şimdi düşünüyorum da başka hangi parçalar vardı böyle diye..aklıma gelmiyor bi türlü..sizinde böyle sevdiğiniz şarkılar olmadı mı? hatta bazılarının çok özel hatıraları oluyor. google da yazıp search edecek sözünü bile bilmiyoruz.acaba kulaktan dolma bildiğimiz sözü yazsak bunu mu demek istemiştiniz diye doğrusunu çıkarır mı dicem de unuttum arkadaş onu da unuttum yanlış sözü bile bilmiyorum:)) bu arada hala yazıya başlama amacımdaki konuyu hatırlamıyorum...
böle bi saçmalayasım var şu yazıyı yazarken..hiçbiri birbirini tutmayan cümleler kurabilirim.konu bütünlüğüm olmayabilir..okuduktan sonra yok efenim ne saçmalamış bu yok efenim sen bi sus demeyin dalarım sonra ben sizi uyarıyorum...sanırım yazının ortasında uyarmak mantıklı değil ama olsun:)
okanı izlediğimden bahsediyordum dimi başta hani her cumartesi bunu görev edinmiş gibi izliyorum.. neden? yapcak daha iyi bişeyim yok:) hacıoğlu sponsorluğunda ekranlarda bıkbıklayan okanı çiğköfteci sait sponsorluğunda evimde hohahaha ehehehe hihihih kıhkıh vsvs naaralarıyla izliorum işte..
şu an yıllar öncesinden bi arkadaşımla konuşuodum..ortasondaydım yada lise 1 felam..ohaa yaaa bende amma gamsız ve hayırsızmışım... msn'e ilk eklediim insansın dedi:D vay anasını tam cyber hatun olmuşum ben..hatta ilk avatar fotoğrafım duruomuş onu yolladı.. ne gençmişim ayol dedim:) nostalji oldu bana da:) ama bişey var ben değişmemişim yahuu:) sadece saçlara biraz ak düşmüş:) bide o zamanlar kullandığım nicki söledi. o zamanlar maidenpumpkin die bir nick kullanırdım..vay anasını yaaa düşündüm de ne çok nickim olmuş benim:)) çoğunu hatırlamam..sizin de var mı böle birkaç nickiniz? birtek dengesiz ben miyim yoksa:)
ama bu sonuncu iyi di mi:D "küçükkensusmasısöylenmeyenkız" :D küfretmeyin yahu bu nick yüzünden.. alıştıktan sonra sinir olmuyor insan :)) insanın yaşı ilerledikçe daha neler uydurabilir kendi için acaba? ben kendim için daha daha neler uydururum ki çizmeli kedi vardı,alice vardı,yamuk prenses vardı(favorimdi bu) daha hatırlayamadıklarım  vardı işte amaaan...okuyan sölesin dicem şimdi mim geyiğine girdim sanıcaksınız yok öle bişi:))
okanda da fasıl yapıolar lan... nası canım çektii..geçen yıl çok yapardık.. özlemişim valla..şimdi olaydı rakım mezem arkadaşlar nası güzel olurdu..sizde yapar mıydınız? seviyorum türküleri ben..herşey bi yana türküler de süper oluyor.ahh ulann neysee ortamın içine sıçan arkadaşlarıma en nadide küfürlerimi sunuyorum...
bide bu akşam facebookta bi video izledim..amcamların ne çektiğini çözemedim.paylaşıyorum burdan linki de..http://www.facebook.com/video/video.php?v=1522211064775 izleyin bakın..söyleyin ne çekmiş bunlar.. bende istiyorum bu kafadan yahuu:))
bide bugün bilgisayarım inflak etti..her bişeyi bozulmuşş..ee bana da pc dayanmıyor yahu.çok sevgili ebeveynlerim laf sokmaktan geri kalmadılar tabi bu durumdan istifade edip..çok teşekkür ettim onlara:) nabayım lan daha bana uygun bir notebook üretemediler. bide bilgisayarcı çok bilmişti..sinir oluyorum böle bilgisayarcılara..götelek laf sokmaya çalışıo erken getirmedim diye.. bozmadan yapmayı öğrenemiyosun işte. fanı cortlamasa yine götürmezdim de işte o kadar teknik  olamıyorum.olsaydım eğer bilgisayar mühendisliği okurdum mk.. her bişeylerim de gidecek çoğu yedeklensede..sinir oluyorum yahu format atılmasına.. hiç format atılması gerekmeyen bilgisayar istiyorum kendime..yapın lan hayvan kopyalıyosunuz bunu da yaparsınız..
heh buldum lan ne hakkında konuşcağımı sonunda hahaha.. kaç saattir yazıyı tamamlamıyorum bu yüzden :D
okan mercana bi soru sorduydu(bu arada not olsun kedimin adı da mercan ahhahaha) cansız valıklarla konuşuyor musun diye? o da konuşurmuşş.. bende konuşuyorum lan.. bütün aletlerle konuşuyorum.. özellikle bilgisayarımla.. mesela bugün çalışmadığı için kendisini hem pataklayıp hemde sövdün.. çalış s2tmin aleti diye bağırıodum.. nası agresifsem.. mesela fotoğraf makinemi şarjı bitincede küfrederim ona ipoduma da aynı şekilde.. çok göt oluo bu aletler..en olmadık yerde şarjları bitiverio..kıl oluyorum..nasıl bir ruh hastasıyım çözemedim daha..böle kendine kendini sinirlendirip agresife bağlayıp insanlardan çıkaramadı mı aletlerden çıkaran bi varlığım işte.. olsun lan yinede insanım yani olur öle şeyler:)))
bide son olarak sevgili kurabiye çok uzaklara gidiyor iyi yolculuklar demekle birlikte bana verdiği destekler için teşekkür ediyorum ve diyorum ki çok özlücem lan seni..unutursan beni atlar gelir pataklarım ona göre:))

14 Ekim 2010 Perşembe

yağmur damlası kadar-dık



13 ekim 2010


yağmurlu bir güne gözlerimi açmıştım..nasıl da güzel yağıyordu..sanki biliyor gibiydi geçmişin güzelliğine yolculuğa çıkacağımı..anıların üzerine şakır şakır her damlasını çarpıyordu..


11:40 tren istasyonu


1,5 saat sürecek olan yolculuğa başlamıştım çoktan.bu sırada hep bir yerlerde karşılaştığım,görüşelim desek ayarlayamayacağımız arkadaşımla yolculuğun startını verdik. hereke' ye kadar hiç olmadığı kadar çok konuştuk... biraz tuhaftır kendisi,çok konuşmaz.. elinde mentos ve uykusuzla,yeşil montuyla o da gerilere götürüverdi beni.. taa ortaokul günlerine..tanımıyorduk onu o zamanlar..mahalleye taşınan yeşil gömlekli çocuktu o bizim için.. farkettim ki oğlum sen yıllardır yeşil giyiyorsun:) neyse devam edioduk yolculuğumuza.hava bulutlu,yağmurlu,sisli... tam şaraplık+ filmlikti..
nasıl heycanlıydım... en çok özlediğimin yanına gidiyordum...kadın,kadınım içime öyle işlemişin ki senle olan her anı bugün gbi hatırlayıp,yüzüme kocaman bir gülümseme kondurabiliyorum:) bu arada tren yolculuğunu da özlemişim..banliyö değil express :))
farkettim ki 2 yıldır izmite de adım atmamışım..çok da bişey kaybetmemişim..izmit hala aynısın, değişmemişsin...
hiç sakarya'ya da gitmemiştim de... ne de güzel oldu gelmem sakarya sakarya...
velasıl kadınım ve kocasıyla buluştuk...gittik kahvelerimizi,sigaramızı içmeye başlarken özlem dolu sohbetimize de başladık...kadın, ne sen ne ben hiç değişmemişiz:) yağmur üzerimize yağıyor,çarpıyor damlalarını..nasıl fakiriz bir şemsiyemiz bile yok:)
zaman ilerledikçe,dumandan yudum yudum içtikçe,konuştukça kafamız on numara oluyordu...
dindandon!
kapı çaldı... anane yılların verdiği bütün yorgunlukla,yüzünde taşıdığı bütün izlerle içeri girdi...anane sen ne güzel insansın yahu,uzun ömürler dicem de miladın dolmuş be kadın benim dememle daha da uzamaz yani... :)
bi baktık 10 sn de uyumuş:)üzerine yorumlar gelmeye başladı tabi...
-lan öldüyse kadın
-yok olum nefes alıyor
-olum ölürse ne tepki vercez lan
-ne bilim lan ben ,kaç ölüm gördüm
-olum gülerim ben...çok komik olur..
-ölmesin lan..çok panikledim şimdi..sülaleden ilk ceset yani
-gidip evinde ölsün ya..stres oldum..
ufaklık kalk git dürt şunu,yaşıyor mu?
-anane napıyorsun?
-oynuyorum..
-ne oynuosun?
-çiftetelli oynuorum,görmüomusun
(hahahaha bir kopuş söz konusu o anda bizde)
-git başımdan,rahat bırak,uyucam..
-olum turp gibi lan kadın..laf sokuyor duymadınız mı?(yine kopuşlardayız)
anane uyumaya devam  tabi...
zaman çok hızlı geçiyor ya..neden hep güzel anlar çabuk geçer?çok sinir oluyorum zaman sana..biraz yavaştan alaydın nolurdu sanki?dibin mi düşücekti...
biz dedikodunun dibine dibine vururken ananeye takıldık yine.acaba anlıyor mu diye.soralım dedik..
-anane ne dediğimizi anlıyor musun?
-neeeee
-ne dediğimizi anlıyor musun?
-kimin çorabı düşmüşşşş
(yine koptuk hahaha)
-yok anane dediğimizi anlıyor musun diye soruyoruz(daha bi yüksek sesle)
-anlıyom tabi ya... nie anlamıcakmışım
-hee..evet..tamam:)
(anane anlıyor bizi,biz de seni seviyoruz anane:))
yine zaman geçti hızlıca gece oldu lan..sana ağırdan al demedim mi akreple yelkovan..akıllı olun lan biraz...alayına isyan ederim:)
...
yine yağmurlu güne uyandık..ama bu sefer taze hüzünlerin üzerine yağıyordu..her bir damlada daha bir sırılsıklam hüzne boğuluyorduk.dönüş yoluna girdik.herkes gelirken bir tek ben gelmiyordum..çünkü gideli hayli oluyordu...
her durakta güneş daha bir parıldamaya başladı sanki..yağmur damlalarının içinden geçerken banada dokunuyordu parmak ucuyla...
gökkuşağı çıksa
altından geçsem
taze mutluluklara döner miydi hüzünler?
ne dersiniz?


14 ekim 2010

http://fizy.com/#s/1lrmjc

11 Ekim 2010 Pazartesi

karakolda ayna var bloğumda mim var

nedir yahu bu mim çılgınlığı anlamış değilim..herkeslerde bir mim şeysi..kim kimi mimlemiş..mim takkesi neymiş..neyse bizede kervanın yolu gözüktü sevincimden iki raket namaz kıldım(yersen)..ohh ohhh ilk mimi aldımm diye bağırırkeeeennn aman da pek bi rahatladım.küçükken fişlemek diye bi olay vardı bu da onun gibi bişi olsa gerek.karakolda ayna var kız kolunda damga var:) başkomiser serüvenci damgayı basıvermiş de anlamamışım..peki madem ,bende hayatıma bir noktalı virgül koyuyorum ve isteklerini yerine getiriyorum:)))
hep bir impalam olsun istemişimdir.saçlarımı savurarak çılgın arkadaşlarımla gençlik günlerimizdeki gibi metalin mınakoyarak gitmek güzel olurdu doğrusu:)

mimiliin takkesi:Yaşadığımız tüm sıkıntıları geride bırakıp, sevmediğimiz insanlardan, yapmaktan daral gelen işlerden uzağa bir tatile gidiyoruz. Bizi yolcu etmeye gelmiş üstelik gıcık olduğumuz herkes. Alayına çalımlı bir bakış fırlatıp arabamıza bindikten sonra, geride kalanları çatlatırcasına müziğin sesini sonuna kadar açıp, tozu dumana katarak oradan uzaklaşıyoruz. Şimdi sizden istediğim, mimlediğim herkes bindiği arabanın resmini ve son ses açtığı şarkının adını, sözlerinden bir bölümü ve söyleyen solistin resmini yayınlayacak.
Ve buyurunuz..

Araba: chevrolet-impala














grup-solist-şarkı


Deep purple






 solist: Ian Gillan






şarkı: sometimes i feel like screaming




While you were out... 
The message says 
You left a number 
And I tried to call 
But they wrote it down 
In a perfect Spanish scrawl 
In a perfect Spanish scrawl 

Yet again 
I'm missing you 
King size bed 
(in a) hotel someplace 
I hear your name 
I see your face 
I see your face 

(The) back street dolls 
And the side door johnnies 
The wide eyed boys with their bags full of 
Money 
Back in the alley 
Going bang to the wall 
Tied to the tail 
Of a midnight crawl 
Heaven wouldn't be 
So high I know 
If the times gone by 
Hadn't been so low 
The best laid plans 
Come apart at the seams 
And shatter all my dreams 

Sometimes I feel like... 
Screaming 
Close my eyes 
It's times like this 
My head goes down 
And the only thing I know 
Is the name of this town 
Is the name of this town 

Yet again 
I'm missing you 
Won't be long 
O' coming home 
Until that distant time 
I'll be moving on 
I'll be moving on



burdan da şarkıyı dinlersin

http://www.dailymotion.com/video/x8wxvl_deep-purple-sometimes-i-feel-like-s_music



sevgiler:))

değirmendeki masal perisi

zaman düşer ellerimden yere
oradan tahta boşa
saatler çalışır izinsiz
hep bir sonraya


hep diyorum zaman ben istesemde istemesemde gidiyor işte.nereye gittiğini,niye gittiğini söylemeden...birileri dışarılarda,eğlence mekanlarında eğleniyor,kimileri sıcak evlerinde huzurlu bir şekilde muhabbet ediyor,kimileri tv izliyor,belki birileri ayrılıyor birileri yeni bir ilişkiye başlıyor,kardeşim pc başında oyun oynuyor,annem uyuyor,babam kediyi seviyor..bende işte oturuyorum.. yapıcak başka birşey de yok zaten..ne kadar zorlasam da,ne kadar düşünsemde,ne kadar istesem de bişeylerin yoluna gireceği yok... karmadır,auradır bokdur püsürdür iyi düşün iyi olsun geyikleride fasofisodur yani yemeyin bunları..ben yemek istedim ama boğazımda kaldı..nefes aldırmadı geri tükürdüm..en boktanı da 5 sene kıçından ter ata ata yaşadığın hayatın bir anda saçma sapan bir durumdan akıbetinin belli olmaması..koyuyor lan işte.. bunu daha nasıl söyleyebilirim ki..azıma sıçıldı lan, yaşlandım amk neye yaradı ? bi sike yaramadı..öyle işte bi anda öle bir hayatın hiç olmamış gibi gelmeye başlar...hafızan kendi kendine format atar..güncelleştirme yapmayı unutmuş bilgi sistemin de çökmeye yüz tutmuştur. ne izlediğin filmler ne dinlediğin şarkılar iyi hissetmeni sağlamamaya başlar..her kafadan bir ses çıkar,neyin var diye sorarlar..bakarsın öle bön bön amk anlatsam nolcak anlatmasam nolcak dersin...yine de değer verdiğin kişilerdir ucundan azcık anlatırsın..ama sanki götüne takmıomuş gibi..o an aslında dokunsalar ağlıcaksındır,için kan ağlıyodur ama naparsın o üzülmesin bu üzülmesin diye yüzüne sahte bir gülücük koyup bakarsın etrafa ıslak gözlerle.soranlara yok ya yeni uyandım,yok ya bişey gözüme bişi kaçtı,kaşındı,kıl girdi ebesinin amısı oldu felan feşmekan bissürü yalan uyduruverirsin..bi bakmışsın bir şizofren hayat yaşamaya başlamışsın. kendi içinde başka,insanlar yanında başka yaşayan..hergün yalvarırsın içten içe alın lan beynimi,düşüncelerimi,ruhumu..hissetmeyim,duymayım dersin...sabahlara kadar oturursun,bütün gün uyursun..gün ışığı anlamını yitirmiş olur..geceler daha bi dost olur..ahh şu anda bir kadeh şarap olsaydı nasılda güzel olurdu.bülent baba yine de oynar mısın benimle? diyor..yine de oynuyorum hayat işte seninle.ne yaparsan yap bu oyundan diskalifiye edemiyosun işte..yada ben attıramıyorum işte kendimi ama dahil de olamıyorum..ilginç bir durum dimi..atsan atılmıyor satsan satılmıyor...ben böyle hayatın mehtabını s2eim lan diyosun,diyosun da ne s2ime yarıyor anca diyosun işte. laf var icraat yok.neyinle s2cen lan dediklerinde abi ödünç versen seninkiyle iş görsem diyemiyosun işte..


bir yel değirmeni içinde öğütülsem
don kişot gelse beni kurtarsa
ordan kaleden rapunzele gitsek bir beş çayı içsek
sonra 7cücelerle pamuğa gitsek..ee o da anane olmuş hayırlı olsuna gitmek gerek..
sonra ben kırmızı başlığımı takıp ormanda kurtla piknik yapsam..o sırada mantarı fazla kaçırmış olsak,iyi bir çocuk olduğumuzdan değil mantardan şirinleri görsek..sonra candydeki anthony gelip götürse beni alp dağlarına orda heidinin dedesinin evinde uyusak..masalın sonu olmasa ve kutup ayısı beni bulamasa daha iyi olmaz mıydı?...


ve sen ben, değirmenlere karşı bile bile birer yitik savaşçı
akarız dereler gibi denizlere
belki de en güzeli böyle



8 Ekim 2010 Cuma

who

saat sabahın 5buçuğu.ben hala uyanığım evet:) vampir de yarasa de ne dersen de illaki zaman geçircek bişiler buluyorum ama.bugün hiçbişi olmadı. anlatıcak hiçbişeyim de yok aslında.kutup ayısının beni kertmekten bu kadar zevk aldığını bilmek hiç hoş değil. folloş oldum ayıcık..yeter artık başkalarına git de benim de hayatım yoluna girsin.aslında bunu sırf sadık okuycum kurabiye için yazmak istedim.biliyorum ki sabah kahve eşliğinde okuycaksın.bu seferki çok uzun olmayacak. sana kötü bir haberim var. ben yeni bir dizi buldum kendime:)
artık logan değil todd olucan :D samantha who .yeni dizimizin adı. bir kazada hafızasını kaybeden bir hatunun kendini ve çevresini tanımaya çalışması ve yeni bir kişilik yaratma çabasından bahsediyor. eskiden tam bir sürtükmüş,şeytanmış.şimdi ise tanrıça,iyilik meleği olma yolunda.söylesenize kim bazen yeni bir kimlik yaratmak istemiyorki? bende eskiden başkaydım..gençlik diyorum işte buna..ahh yaşlandık.kemiklerimiz ağrıyor artık. saçımda tonla ak var mesela. yürümek bile yoruyor. bazen içimde 60 yaşında bir kadının bana hükmettiğini düşünmekteyim.kurabiye korkma 2 sezon var sadece.uzun sürmücek:)))

7 Ekim 2010 Perşembe

ben böle sistemin...

2 gündür internette iş ilanlarına bakıyorum. yenibiris.com,kariyer.net. tarayıp duruyorum.sinirlerim bozuldu yahu..bu nasıl bir sistemdir?bu nasıl bir hayattır?5yıl eşşek gibi okuyup alanında iş bulamamak nedir abicim.hiç mi ilan olmaz ya.anca stajyer arayanlarda birkaç ilan var.onda da zaten bedava iş gücü.amele arıyorlar. para vermeden it gibi çalıştırsınlar.zamanı dolunca da başkasını alıp onu çalıştırsınlar.götler zaten lisans boyunca yeterince staj yaptık.bir imkan verin be çok şey mi istiyoruz. 
zaten bu bölümü seçen kafama sıçayım ben. idealistliğim tutmuş. bok mu var.siktirgit halkla ilişkiler oku.yığınla ilan var. ne diye gazetecilik okuyup medyanın sofrasına yem etmeye çalışıosun kendini. kim soktu lan kafama küçükken bu mesleği çıksın ortaya.iki çift lafım olcak ona. itlik yapacağına eşşek gibi çalışsaydın şimdi paşalar gibi iş bulurdun. git mühendislik oku,mimarlık oku bunları yapamıosan siktir git pazarlama oku lan gazetecilik haricinde ne okursan oku.hepsine iş var sana yok işte.zamanında tercih yaparken son anda ne diye değiştiriosun tercihlerini.paşalar gibi gidip 2 yıllık halkla ilişkiler okucaktın işte. ahh anne ahh çakamamışın bir beş kardeş o zamanlar bana. yürü git oku 2 yıllık diyememişin bana. seninde aklını çelmiştim hatırlıyorum.ahh şu dilim yok mu,ikna kabileyetim yok mu..illa başıma sonrasında iş açar zaten. neymiş 2 yıllık okuyup da nolcakmışım. işsiz geziolarmış.birsürü mezun varmış,bana mı kalcakmış.al muz.siki tuttum işte.gidip 5 yıllık uluslararası okulda istediğim mesleği okuyimmiş daha iyimiş. yok ingilizcem gelişirmiş yok uluslarası diplomaymış ebesinin amıymış. al işte noldu lan göt gibi kaldın.halkla ilişkilere yığınla iş sana da armutun sapı üzümün çöpü. ne sanıyodun ya. arkadaş gsf hazırlık atölyesi açıyor kendine.öğrenci gelirse nimetlencek işte.beni de ders çalıştırmak istedi. fotoğrafçılık okursun.seviyosun,yapıyosun diye. bu ilanlardan sonra ondan da soğudum.bisiktirolup gidip pazarlama okucam lan. birsürü pazarlamayla ilgili eleman arıyolar.kalifiye eleman olucam.hayattan soğuttunuz mk..
hadi dedim farklı dallardan eğitim alıp iş alanımı genişleteyim.faydası olur. sertifa neyim alırım biryerden iş imkanı doğar. yok oğlu yok işte. paran yoksa bi sik olamıyosun bu ülkede. en basitinden 3 haftalık bir eğitim 750tl den başlıo.peşin alırlarmış olmadı uygun kredi kartına taksit. hey gidi memleketimin eğitimi hep mi satılık olursun.hep mi ticari olursun. bu ülkede paran yoksa öl zaten.yaşamaya,nefes almaya bile hakkın yok. paran yoksa hastahane yok
paran yoksa doktor yok
paran yoksa yemek yok
paran yoksa eğitim yok
yok yok yok
paran yoksa öl,geber yaşamanın anlamı yok.sonra kalkıp fatmagülün suçu ne? dersiniz. suçu ne olcak parası yok. öle siker bırakırlar.üç kuruş ellerine sıkıştırırlar,satın alırlar gençliğini,özgürlüğünü,hayallerini. böyle benim güzel memleketim işte.insanı çileden çıkartırlar. bunlara çare bulmadan ali kesen veli bozan olurlar başımıza anca. arkadaşıma dert yanıyodum bu konu da o da gider evlenirsin sende zengin biriyle dedi. 
bulursan beni öner dedim. ne diim. evisinin kadını olur çocuk anası olmaz dersin.
o olmadı dedi
olur hacı yaa yap bi güzellik
pazarlık yaparız olma mı,ver elini sıkışalım...hoopp verdim gitti :)))

saygılar..

mr. lomo lomo




insani duygularımı aldırsam üzerimden yük kalkmış olur muydu sizce?

cevap: olabilirdi. neden olmasın..
mesela şu sıkılma dürtüsünü yok edicek bişeyler yapsa biliminsanları çok süper olurdu doğrusu.sıkılmaktan sıkıldım yaa..yeter artık..sıkılmak zorunda kalmayacağım günler istiyorum kendime.ama bu gerçekleşmeyecek bir istek oldu. sıkılma dürtüm tamamen benle alakalı bi durum nasılsa.ve hep de öyle olacak.memnuniyetsiz bir insan olmaya başladığımın farkına vardığımdan beri kendimden bile sıkılır oldum. 
1-geçimsizim
2-şanssızım
3-memnuniyetsizim
4-isyanlardayım
5-aklınıza ne geliyorsa o benim işte...
bu ekim ayı hayatımı s2ti desem yalan olmazdı..zaten 2010'a girdiğim günden beri hiçbirşey yolunda gitmediki..2010 laneti beni boğazlamaya devam ederken ekim ayında coştuğu için,kendini aştığı için tebrik ediyorum onu. ama güçlüyüm,dayanıcam..yenilmicem ulan 2010 sana görürsün..küllerimden doğarım ben göt gibi kalırsın demedi deme...


dün de zaten eve hırsız giriyormuş. komşular görmüş.adamları kovalamış.bissürü action olmuş.bizim götümüz duymamış.çünkü götümüz teyzemdeymiş:) adamlar girse yaşamışlardı ama.milli servetlerim notebook ve fotoğraf makinamı alsalar intihar sebebim olurlardı zaten. e evdekilerin aletleri de ayrı zaten.oohh ohh kısa günün karı. bide kedimi alıp not bıraktıklarını düşündüm.


not: bir kedin bile yok artık..al muz 


ne kötü olurdu lan..hem eşyalarımızı çal hem taşak geç bizle..helal derdim bu durumda ne diyim başka. 
kedi de en az benim kadar sıkılıyor zaten. yattığı yerden sadece kuyruğunu bir aşşaa bir yukarı sallıyor.


keşke benimde kuyruğum olsaydı.ayak sallamaktan kurtulur kuyruk sallardım bende:))



    
neyse işte sıkılırken kendime faydalı bilgiler edinmedim değil. google amca çok amaçlı bilindiği üzere.o olmasa napardık değil mi? meydan larousselar,ana britannicaları karıştırır olurduk sayfalarca incecik,minicik yazılar arasında kaybolmuştuk çoktan..(açıkcası o günleri özlemiyor değilim..eğlenceliydi)
sevgili googla amcaya son günlerde kafama taktığım lomo makinaları sordum. bir sürü online alışveriş sitesinde satışta olcak birçok lomo makina buldum. peki neydi bu lomoların diğer analoglardan farkı?

retro,vintage sevenler bu makinalardan kullanıyorlarmış..(ımmm kulağa çok hoş geliyor. bende severim) lomoyla çekilen fotoğrafları inceledim.düşler ülkesinde gibi hissettiriyor insanı.evet bu hissi çok seviyorum. gerçek dünyadan uzaklaşmayı seviyorum.peki lomo bunu nasıl başarıyordu?hop yine bir araştırma yaptım.

lomo models
horizon
Lomo’da kadraja gerek duyulmaması, onu en çekiçi kılan unsurların başında geliyor. Makine, fotoğraf tekniğini önemsizleştirerek spontane, renkli, otantik, sıradışı kareler elde etmenizi sağlıyor. Bulanık, parlak hızlı, yavaş karelerle gündelik hayatın hiç dikkatinizi çekmeyen yönleri belgelenebiliyor. Bazı modellerinde birden fazla lens kullanılarak gökkuşağı renkli flashlar elde edilebiliyor ya da bir takım optik çarpıtmalarla çılgın kareler yakalanabiliyor.
(ne güzel değil mi? tam da hayal ettiğim gibi)

Lomo’nun bir özelliği de her makinenin başka bir ya da birkaç özelliğe sahip olması. peki bu lomoların çeşitleri neler diyoruz hemen ve onun da yanıtını buluveriyoruz.
Lomo’nun Temel Modelleri
Horizon: Panoramik fotoğraflar çekmenin en kolay yolu. 120 derecelik bir açıyla çevrenizi kadraja alın.

colorsplash

Oktomat: Kareyi eşit sekiz parçaya bölen 
35mm makineyle kendinizi yönetmen gibi 
hissedebilirsiniz.

Colorsplash: Renkli filitrelerle dilediğiniz 
kareyi dilediğiniz renge boyayın ya da en
 sevdiğiniz görüntünün arkasını ışıklarla boyayın.

Pop 9: Pop-Art kamerası dokuz lensli. Aynı çarpıcı kareyi dokuz defa tekrarlayıp daha da çarpıcı hale getiriyor.
oktomat

Supersampler: Bu dört lensli kamera, ışığa duyarlı Japon panoramik lenslere sahip. Aynı   anda birbirini takip eden panoramik 
kareleri tek bir fotoğraf karesinde
 çekme imkânı veriyor.

Actionsampler: Dört lensli kamerayla bir anda dört farklı kareye sahip olabilirsiniz.


lomo severlerlerin tek kuralı kuralsızlıkmış. istediğiniz gibi çekin. kuralları önemsemeyin diyor. bu sözü bu işle profesyonel uğraşanlar mutlakaki tepki gösteriyorlardır eminim buna.ama biraz eğlenceden kimseye zarar gelmez değil mi?
bu makinaya aşık oldum ben evet. bana lomo
pop 9
 hediye alsanıza..çok mutlu olurdum nan.şipşak çekerdim hemen sizi:)

maymun iştahlıyım işte.gözüme bişi kestirmeyim illa istiyorum. ama içimden geliyor fotoğraf çekmek.biraz da mesleki bir iş olarak görmüyor değilim. ama son zamanlarda eline fotoğraf makinasını alan herkesin fotoğrafçıyım diye ortalıkta dolanmasına da sinir oluyorum. ağızlarının üstüne çöt çöt vurasım geliyor. ben fotoğrafçı değilim. sadece hobilerim fotoğraf çekmek:) beni de çekin ama yaa bıktım hep sizleri çekmekten. acukta bağa vir:)
actionsampler
supersampler
bu lomonun diğer bir özelliği ise fotoğrafın ortaya çıkışını sağlayan pinhole(iğne deliği) tekniğinin çoğunlukla kullanılıyor olması. okulda da görmüştük bu tekniği. tarihini felam. camera obscura diye geçiyordu. sevgili hocamız sınavda bile sormuştu.nasıl unutabilirim ki. eşşek gibi çalışmıştık:) ışığın ne şekilde kullanabilceğimizi gösteren bir teknikti. işin meraklıları bunu deneyebilirler.vereceğim linkte kendinize nasıl camera obscura yaratabileceğinizden ve çekilen örnekler sunulmuş. http://www.corbis.readymech.com/en/camera/?camera=5#main_image bu konuya değinmişken de
"CAMERA OBSCURA

Isik yalnizca hayatin degil, sanatin da kaynagi. Varolusun bu ele avuca sigmaz çocugu, karanlik çaglardan bu yana ele geçirilmek isteniyor . Kimi zaman elmaslarda ya da kristallerde aranan bu hakimiyeti, karanlikta aramayi düsünebilen ilk kisi Aristo'dur. Bir igne deliginden geçecek kadar sinirli isik demetinin, geçtigi yerdeki nesneleri hafizasinda barindirarak sirlarini karanlik bir odanin duvarina açacagini da ondan baska kim düsünebilirdi ki ? Bu antik çag bilgesinin açtigi igne deliginden sizan isik , yüzyillar sonra bir rönesans çilgininin yüzüne düstü. Leonardo usta, isik ile karanlik arasindaki antik bagintiyi yeni çaga tasidi . Hiç kuskusuz , tarih , varolanin disindakini arayan çilginlarla dolu. Yari saman yari çilginlardan biri de Joseph Nicephor Niepce idi . Bu isik tutkunu , 1826 yilinda, isigi kagit üzerine hapsetmeyi basardi. Bu isik ve zaman hapishanesine , fotograf adi verildi . Fotografin tarih içindeki serüveni , fotografin zaman içindeki serüveninden çok daha öncelere uzanmakta. Ne ki , kimi yari çilgin yari samanlar günümüzde de yasamlarini sürdürüyorlar. Ve onlar hala igne deliginden sizan isigin pesindeler. Iste, Aristo' nun verdigi adla camera obscura yani karanlik kutu fotograflari bu sayede karsimiza çikiyor. Farkli bir isik , farkli bir perspektif , farkli bir dünya sunarak ."

bu yazıyı sizle paylaşmak istedim.
fotoğraf çekerek kendine farklı bir dünya yaratmak beni rahatlatıyor. gerçeklikten kopmuyorsun ama anı da donduruyorsun. bu yüzden Niepce bu sistemi bize bulduğun için sana teşekkürler.
ışığınız bol olsun sevgili fotoğraf severler..



saygılar...